1 Kasım 2009 Pazar

Vygotsky'e göre Oyun: Eylem ve Anlam

Vygotsky’e göre oyun adlı yazı dizisinin ikinci yazısı olan “Nesne ve Anlam” da anlattığım nesne/anlam oranı gibi eylem/anlam oranını da incelemiştir Vygotsky. Erken yaşlarda eylem anlamın önüne geçerken, oyun çağı olarak da adlandırabileceğimiz okul öncesi dönemde anlam pay, eylem payda olarak yer değiştirir. Yani oyun sırasında anlam, harekete üstünlük sağlar. Bu noktada, oyun sırasında çocuğun eylemlerin bağlayıcılığından nasıl serbest kaldığını anlamak önemlidir.”

Mesela bir sopanın üzerinde ata binmece oynayan bir çocuğu düşünün. Ata binen çocuk aslında eylemsel açıdan baktığımızda bacaklarının arasında bir sopayla etrafta koşuşturuyordur. İşte bu koşma eyleminin gerçekleştirilme sebebi eylemin kendisi değil, altında yatan anlamıdır (at koşar, bu yüzden ata binen çocuk da koşar gibi.)


Okul öncesi yaşlarda anlamın belirleyici olduğu eylem yapısı ortaya çıkar. Bu yapıda anlam hareketin ortaya çıkmasındaki belirleyicidir, ancak eylem yan veya geri planda kalan bir özellik değil, yapısal bir niteliktir. Mesela yemek yemece oynayan bir çocuk kaşığı ağzına götürmek yerine ellerini arkaya atıp yeme davranışını oynamaya çalıştığında, böyle bir eylemin oyun üzerinde bozucu bir etkisi olacaktır.

Vygotsky’e göre bir çocuk oyun sırasında sembolleştirme yapmaz. Oyun oynayan çocuk bazı isteklere sahiptir ve bu isteklerine ulaşmak için gerçeğin temel kategorilerinin deneyimi sırasında oyunu içinde geçmesine izin verir. İşte tam olarak bu yüzdendir ki oyun sırasında 1 günlük zaman dilimi yarım saat içinde geçebilir, yüz kilometrelik bir yol on adımda alınabilir. Çocuk arzularken, isteklerini gerçekleştirir, düşünürken de eyleme geçer. İçsel ve dışsal eylemler birbirlerinden ayrılamaz durumdadırlar: hayal kurma, yorumlama ve istek dışsal eylemlerdeki içsel süreçlerdir.

Nasıl nesnelerin anlamlarını kullanmak soyut düşünme becerisinin öncüsüyse, iradeli karar vermenin belirleyici faktörü de sadece eylemin gerçekleştirilmesi değil, bu hareketin altında yatan anlamdır. Oyun esnasında bir nesnenin yerine başka bir nesnenin geçmesi gibi, bir eylemin yerine de başka bir eylem geçer.

Oyun sırasında bir çocuğun bir nesneden diğer bir nesneye ya da bir eylemden diğer bir eyleme geçişi anlam alanındaki hareket tarafından sağlanır. Bu anlam alanı, ortamdaki gerçek algısal mekânla sınırlı değildir. Bu hareket soyut alanda gerçekleşir, ancak hareketi sağlayan metot durumsal ve somuttur. Diğer bir deyişle, anlam alanı ortaya çıkar ancak bu alan içinde beliren eylem aynen gerçek hayatta olduğu gibidir. İşte bu da oyunun altında yatan temel genetik çelişkinin ortaya çıktığı noktadır.



* Bu yazı Vygotsky'e göre oyun yazı dizisinin dördüncü yazısıdır.

**Dizinin 1. yazısının başlığına tıklayarak ulaşabileceğiniz makalenin ilgili bölümünün özet çevirisidir.

*** Tüm görüşler Vygotsky'e aittir. Yalnızca italik harflerle yazılan örnek kendi eklememdir.

**** Video benim tarafımdan 2009 yılında stajım sırasında ziyaret ettiğim Barcelona'da bulunan bir kreşte çekilmiştir. Videodaki çocuklar tahteravalliye binerlerken eylemlerinin gerçek anlamının farkında değiller aslında (çünkü videodaki yaş grubu 3 yaş altı). Muhtemelen çocuklar bir öne bir arkaya gitmekten keyif aldıkları için tahteravalliye biniyorlar. Ancak 3 yaş üstü yaş grubundan bir çocuğu böyle bir durumda gözlemleme ve hatta konuşma fırsatı bulsaydık, muhtemelen ata bindiğini veya başka bir araç kullandığını ifade edecekti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder