24 Aralık 2011 Cumartesi

Mutlu Noeller Dünya!


Yaklaşık 5 senedir Barselona'da yaşıyorum ve bu sene ilk defa Noel'de Barselona'dayım. Yerel hükümet değişikliği sonrasında yönetime gelen yeni kadronun Noel'i daha renkli bir hale getirip para harcatmayı teşvik etme kararına müteakip bu sene Barselona geçtiğimiz yıllara göre daha renkli, daha cıvıl cıvıl. Geçen haftasonu şehrin çeşitli sokaklarındaki farklı konsept ve stillerle hazırlanmış ışıklandırmaları görmek için kendimizi sokağa attığımızda bir anda kendimi anıların içinde buldum. Normalde benim için fazla bir anlam ifade etmeyen Noel, bu sene bende daha farklı duygular uyandırdı.

İşte bu yüzden bugün biraz blogumun içeriği dışında bir şeyler yazacağım. Hatta biraz daha ileri gidip özel anılarımı paylaşmak istiyorum sizlerle. 2011'i güzel bir yazıyla kapatıp, 2012'yi hayallerimle kucaklamayı istiyorum...

Noel'i kutlamayan bir kültürden geldiğim için yazımın başlığının Türkçe olması biraz yadırganabilir. Neden Mutlu yıllar değil de Mutlu Noeller yazmış acaba diye düşünülebilir. Her ne kadar yılbaşı temalı bir yazı yazmayı planlamıyor olsam da bu yazımı Noel'e ayırmak istedim. Size farklı kültürlerde yaşadığım Noel kutlamalarından biraz bahsetmeye çalışacağım bu yazımda.


Noel konsept olarak müslüman kültüründeki kutlu doğum haftasına yakın olsa da gerek kutlamaların globalleşmesi gerekse işin ticarete dökülüp dini unsurların minimuma indirilmesi sebebiyle kutlamalar farklı bir şekle dönüşüyor. Temelinde İsa'nın doğum günü kutlanıyorken etrafta İsa'dan çok Noel baba görüyoruz. Ben de işte aslına bakarsanız Noel'in tam da bu yüzünü seviyorum. Noel kutlayan bir kültürden gelen her hangi bir çocuğu durdurup ona sorarsanız en sevdiğin bayram hangisi diye, şüphesiz Noel diyecektir. Noel demek, çocuklar için şekerler, oyuncaklar, ışıklar, noel baba, ren geyikleri, şarkılar, yani rengarenk bir yaşam demek. Neden sevmesinler ki?

Yılbaşı ağacını Hristiyan kültürünün bir sembolü olarak gören bir aileden geldiğim için çocukluğum boyunca evimizde yılbaşı dekorasyonu namına hiç bir şey olmadı. Yılbaşları bile bizim aile için sadece bir açıdan anlamlıydı. Doğum günümün yılbaşına denk gelmesi nedeniyle ailemizde seneler boyunca yeni yıldan çok doğum günü kutlaması havasında geçti. 24-25 Aralık günlerine tekabül eden Christmas- yani Noel'in varlığından bile habersizdim o yıllarda (yabancı dille eğitim yapan bir okulda okuyor olmama rağmen nedense Christmas'ı kafamda hep yeni yılla ilişkilendirmiştim.)

Resmi olarak Noel ile tanışmam 1998 yılının Aralık ayında oldu. Değişim öğrencisi olarak A.B.D.'de koyu katolik bir ailenin yanında yaşadığım dönemdi. Noel gecesi ve günü hazırlıkları günler öncesinden başladı. Salonumuzdaki kocaman bir yılbaşı ağacını kafamda bir noel baba şapkası, güle oynaya süslediğimi hatırlıyorum. Süslemenin en sevdiğim anı şekerden yapılma bastonları ağaca takmaktı. 24ü gecesi Noel ayinine gitmiştik ailem ve o zaman beni ziyarete gelmiş olan bir Türk arkadaşımla. Aldığımız kültüre çok uzak görünen Noel ayininde nasıl davranmamız gerektiğini tam kestirememiştik, onlar dua ediyorsa biz de bildiğimiz gibi dua ederiz diyip Elham ve Sübhaneke okumaya başladığımızı hatırlıyorum sessizce. Gece sonrasında da Amerikalı annem gelip "sizi öyle dua ederken görünce çok mutlu olduk" demişti. Ha kilise ha cami, ha elham ha halleluyah... ne de olsa önemli olan niyetti. Sınıfı geçmiş olmanın mutluluğuyla yatağa gitmiştim ama uyumakta zorlandığımı hatırlıyorum. Çünkü büyük gün ertesi sabahtı. Yani 25 aralık sabahı... O sabah uyandığımda ağacın altındaki hediyeleri açmak için sabırsızlandığımı hatırlıyorum. Tüm aile üyeleri toplanıp teker teker hediyelerimizi açtık. Ağacın altında duran hediyeler dışında bir de çorabımın içindeki hediyeler vardı (ki itiraf ediyorum çorabın içinden çıkanları daha çok beğenmiştim). O sabah dünyanın en mutlu çocuğu bendim... Seneler geçti, hiç bir Noel'de o noeldeki kadar hediye almadım. Belki de bu yüzdendir o günü hatırladıkça içim hala sımsıcak duygularla dolar.

İkinci noel kutlamam Granada'da çok sıcak, tipik bir Endülüslü aile ile oldu. 2006 Aralık ayında, o sene Lizbon'da yaşarken tanıştığım fakülteden arkadaşım olan Granadalı Bea'nın evine davetsizce gittiğimi hatırlıyorum. Noel'e bir kaç gün kala, Bea Noel'de sana geliyorum dediğimde Endülüs sıcaklığıyla bana kucak açmıştı. Annenannenin evine vardığımızda bütün dedeler, nineler, amcalar, teyzeler, halalar, yeğenler oradaydı. Büyük bir yemeğin ardından herkes birbirine hediye vermeye başlayınca kendimi hazırlıksız yakalanmış hissetmiştim. Çünkü Amerika'da hediye değiş tokuşu 25i sabahı yapılır. İspanya'da da 5-6 Ocak arasına tekabül eden Reyes'de hediyelerin verildiğini sanıyordum. Neyseki son anda Noel yemeği kadrosuna dışardan dahil olduğum için kimse de bana hediye almamıştı. Bu içimi hem biraz rahatlatmıştı hem de buruklaştırmıştı. Yaşım 20yi geçmişti o dönemde ama kendimi hala bir çocuk gibi hissediyordum sanırım... Kimsenin bana hediye almamış olması, ne yalan söyleyeyim biraz kalbimi kırmıştı. O geceden hatırladığım son şey de 2 ninenin ellerine garip sesler çıkaran müzik aletleri alıp şarkı söylemeye başlamaları...
Bu sene de Barselona'dayım noelde. İlk defa yaşadığım bir evde Noel Ağacımız var...
Noel'in katalanlara özgü olan tarafı Caga Tio. Bu nedir diyecek olursanız, linkte videoda görebilirsiniz. Gelenek icabı çocuklar bir odundan yapılmış Tio'ya oturup, şarkı söyler: Tioo bizim için fındık ve helva sıç... Noel'in en dini yanını meydanlarda ve meraklı ailelerin evlerinde kurulan Pessebre'ler (İspanyolca Belen) yani İsa'nın doğum sahnelerinin yer aldığı maketler oluşturur. Aşağıdaki resimde öğrencim evindeki Pessebre ile poz verirken görülebilir...
Bu sene evde pek katalan tipinde bir kutlama yapmayacağız. Daha çok Romanya usülü bir kutlama beni bekliyor sanırım. Sabah uyandığımdan beri salonumuzdan Noel şarkıları yükseliyor. Saat 12den beri mutfakta yemekler hazırlanmaya devam ediyor. Dün gece bir sürü Noel konulu film indirdim bu gece izlemeye hazır... 2 Türk 2 Romanyalı evlerimizden uzakta da olsak güzel anlar, güzel tatlar paylaşarak geçireceğiz bu geceyi kesin. Ne de olsa önemli olan bir geleneği yaşatmak, mutlulukları paylaşmak, çevrendekilerin değer verdiği kutlamalara saygı göstermekle kalmayıp bu kutlamalara katılıp onların mutluluklarına ortak olmak...

Blogumu geçen sene bir dönem çalıştığım 5 yaş grubu sınıfının noel gösterisinde söylediği şarkı ile kapatıyorum. "We need a little Christmas" benim en sevdiğim şarkılardan biri. Eğer video sayfa üzerinden çalışmazsa bir de şurayı tıklayarak izlemeye çalışabilirsiniz.

Noel'i kutladıktan sonra yeni yıla da farklı bir kültürde gireceğim. Haftaya Meksika'nın başkenti Mexico D.F.'ye gidiyorum. Dönüşte size orada yaşadığım ilginç şeyleri, öğrendiğim yenilikleri anlatıp farklı bir kültürle daha tanışmanızı sağlamayı umuyorum.

Mutlu Noeller! Feliz Navidad! Bon Nadal! Merry Christmas! Feliz Natal!,С Рождеством! Buon Natale! Среќен Божиќ! Wesołych Świąt! შობა!, 聖誕快樂, Joyeux Noël! Frohe Weihnachten! Marjinal! З Калядамі!, Весела Коледа!, Veselé Vánoce!

4 yorum:

  1. İYİ YOLCULUKLAR bİLLURCUM... Biz de zaten yılb aşını yemek yeme günü olarak kutlarız:)) Sofra da en az 55 çeşit yemek olur bütün aile bir araya gelir... Eğer bütün ailenin bir araya gelmesini sağlıyorsa, insanların aynı amaçta ortak mutluluklarını sağlıyorsa, hediye alıp verip mutlu ediyorsa bence güzel birşey bu NOEL :)

    YanıtlaSil
  2. Mutlu Noeller sekerim:) O iki ninenin calip soyledigi geceyi cok kiskandim. Bu biiir. Meksika'da kendine dikkat et, cetelere bulasma, cok cok eglen. Bu ikiiii. Opuyorum.

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil