Ben insanın zekisini severim. Zeki insanlar da kendilerini genellikle yaptıkları esprilerde ele verir. Zeka kokan espriler ciddi bir gözlem yapma yeteneği ve kelimeleri kullanma becerisi gerektirir. Esprilerin somutlaştırılmış halinin de karikatürler olduğunu söylemem yanlış bir tanımlama olmaz sanırım.
Seneler önce gittiğim bazı uzun ve sıkıcı sunumların hala hafızamda yer ediyor olması hiç şüphesiz ki karikatürlerden yararlanılmasıydı. Hiç unutmam, insan kaynaklarıyla ilgili bir sunuma gitmiştim. Bu sunumda yapılan espriler Ahmet Şerif İzgören adını hafızama kazıdı. Ve o gün anladım ki mizahın kullanımı insanın zihninde normalde tembellik eden bir noktayı tetikliyor ve aktarılmak istenen detayların kalıcı olmasını sağlıyor.
İstanbul'dayken kitapçıları geziyorum. Baktım Yiğit Özgür'ün ikinci kitabı yeni çıkanlar rafında yerini almış. Kendi kendime yeni bir proje geliştirdim kafamda. İleride sunum, eğitim vermek istesem hangi karikatürlerden yararlanabilirim diye düşündüm. Öncelikle internette bir araştırma yaptım ancak internet uzayında kayboldum. Daha sonra yavaş yavaş beğendiğim mizahçıların, ki bunlar Yiğit Özgür (kelime oyunlarıyla güldürürken düşündüren zeki grafiker), Selçuk Erdem ve Erdil Yaşaroğlu üçlüsüdür, çıkardıkları albüm kitapları toplamaya karar verdim.
Lafı daha fazla uzatmadan sözü karikatürlere bırakmak istiyorum. Bu yazımda da kelimeler yerine resimler konuşsun. (Karikatürlerin Siyah Beyaz Olanları Selçuk Erdem'in Unplugged adlı kitabından alıntıdır.)
Seneler önce gittiğim bazı uzun ve sıkıcı sunumların hala hafızamda yer ediyor olması hiç şüphesiz ki karikatürlerden yararlanılmasıydı. Hiç unutmam, insan kaynaklarıyla ilgili bir sunuma gitmiştim. Bu sunumda yapılan espriler Ahmet Şerif İzgören adını hafızama kazıdı. Ve o gün anladım ki mizahın kullanımı insanın zihninde normalde tembellik eden bir noktayı tetikliyor ve aktarılmak istenen detayların kalıcı olmasını sağlıyor.
İstanbul'dayken kitapçıları geziyorum. Baktım Yiğit Özgür'ün ikinci kitabı yeni çıkanlar rafında yerini almış. Kendi kendime yeni bir proje geliştirdim kafamda. İleride sunum, eğitim vermek istesem hangi karikatürlerden yararlanabilirim diye düşündüm. Öncelikle internette bir araştırma yaptım ancak internet uzayında kayboldum. Daha sonra yavaş yavaş beğendiğim mizahçıların, ki bunlar Yiğit Özgür (kelime oyunlarıyla güldürürken düşündüren zeki grafiker), Selçuk Erdem ve Erdil Yaşaroğlu üçlüsüdür, çıkardıkları albüm kitapları toplamaya karar verdim.
Lafı daha fazla uzatmadan sözü karikatürlere bırakmak istiyorum. Bu yazımda da kelimeler yerine resimler konuşsun. (Karikatürlerin Siyah Beyaz Olanları Selçuk Erdem'in Unplugged adlı kitabından alıntıdır.)
Aslına bakarsanız Türk Eğitim Sistemi bize şüphe etmeyi ve sorgulamayı öğretmez. Ancak içinde yaşadığımız toplumsal koşullar, ekonomik krizler vb. iniş çıkışlar paranoyak olmamıza yol açar. Ancak bazen hedefe o kadar çok yaklaşmışızdır ki, hem de hiç çaba harcamadan, buna inanamayız ve burnumuzun dibindeki hedefe ulaşamayız...
Üretim yapanlar, her ne kadar üretmeye çalıştıkları şey başkalarınca değer görmeyecek olsa da, üretim yapmayanlar tarafından hep eleştirilir. Önemli olan çevreden gelen olumsuz tepkilere rağmen yola devam etmektir (bununla beraber pozitif eleştrilere tabii ki kulak tıkamamak gerek!)
Bazıları da kopya vererek diğerlerinin kolay yoldan hedefe ulaşmasını sağlar ancak bilmez ki o yol herkes için farklı olabilir. Ortadaki düğme bir anda yemek yerine elektrik şoku verebilir. Ne kopya vererek ne de kopya çekerek kalıcı öğrenme ile ulaşılmak istenen hedeflere ulaşılamaz. Açıkgözlülük yapacağım diye aptallık etmeyin.Grup psikolojisinden nefret ederken bile grubun bir parçası olabilirsiniz. Bu durumda nefret etmenin çözüm getirmediği, farklılaşmak için neler yaptığınız önemlidir. Yani düşünsel ve duygusal boyuttan davranışsal boyuta geçmekte fayda var. Aksi takdirde sadece söylenmiş olmakla kalırsınız.Ebeveynler, çocuklarınızı kandırarak istediğiniz şeyleri onlara yaptırabileceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Eğitim sistemi çocukları kandırmaya yönelik değil, onların yaşamı sorgulayabilmelerine olanak tanıyan, arasıra tökezleseler de sonunda yere sağlam basmalarını sağlayacak gerekli donanımı vermeye yönelik olmalıdır.
Şimdilik 5 karikatürle bu yazımı sonlandırıyorum. Elimde bir kaç tane daha var, onları da daha sonra sizlerle paylaşıp benimle birlikte hayata gülmenizi, gülerken düşünmenizi ve sorgulamanızı umut ediyorum.
Gülen yüzünüz solmasın. Yüzünüz gülmüyorsa da vakit kaybetmeden aynanın karşısına geçip yüz kasları gevşetme egzersizlerine başlayın!
Gülün ki hayat siz güldükçe güzelleşsin...
Şimdilik 5 karikatürle bu yazımı sonlandırıyorum. Elimde bir kaç tane daha var, onları da daha sonra sizlerle paylaşıp benimle birlikte hayata gülmenizi, gülerken düşünmenizi ve sorgulamanızı umut ediyorum.
Gülen yüzünüz solmasın. Yüzünüz gülmüyorsa da vakit kaybetmeden aynanın karşısına geçip yüz kasları gevşetme egzersizlerine başlayın!
Gülün ki hayat siz güldükçe güzelleşsin...